ÖZ DÜZENİNİ SAĞLA HAYATA 1-0 ÖNDE BAŞLA
ÖZ DÜZENİNİ SAĞLA HAYATA 1-0 ÖNDE BAŞLA
Sevgili okurlar geçen hafta toplumda görülme sıklığı hızla yükselen ve artık herkes için bir risk faktörü haline gelen Otizm ile ilgili yazımı gazetemizin ilk sayısında yayımlamanın ve çok güzel geri dönütler almanın mutluluğunu yaşadığımı belirtmeliyim. Ben Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Öğretmenliği 3.sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatıma devam etmekteyim. Eğitimin insan yaşamı için ne denli önemli olduğunu ve hayatlarımızı nasıl değiştirdiğinin farkındalığını sağlamak için size bu konuda bilgilendirici yazılar yazacağım. Bugün ise hayatımızı idame ettirebilmek için hayati bir beceri olan Öz Düzenleme becerisinden bahsedeceğim.
Öz düzenlenme becerisi insanoğlunun belli bir amaca yönelik duygu, düşünce ve davranışını ve öğrenmeye karşı tavrını kontrol etmesini içeren faal bir süreçtir. Bebek doğduğu andan itibaren öz düzenleme becerisini geliştirebilmesi için gerekli olan kapasiteye sahiptir fakat içindeki bulunduğu sosyal çevrenin onlara sunduğu deneyim ve uygun ortam bu altın madeninin ne kadarının işleneceğini ortaya koyar. Çocukların sorunlardan arındırıldığında değil, sorunlarla mücadele ettiklerinde öz düzenleme gelişebilir. Dolayısıyla öz düzenlemelerini geliştirebilecek ebeveyn tutumlarına, öğretmen yaklaşımlarına ve eğitim programlarına gereksinim duyulmalıdır. Evin temelini eğitim programı, evin kolonlarını ebeveynler, inşaat işçisini öğretmen ve evin içinde oturacak kişiyi de öğrenci olarak düşünürsek konunun ne kadar önemli olduğunu anlamamız açısından faydalı olacaktır
Öz düzenleme becerisi ailede başlar fakat asıl etkili olan değişiklikler 3-6 yaş arası okul öncesi dönemde gerçekleşir.Ancak belirtmek de fayda vardır ki bu beceri ergenliğe kadar gelişme göstermektedir ancak burada önemli olan belli bir kritik dönemde zeminin sağlam atılmasıdır. Bu dönemin iki önemli aktörü de ebeveyn ve öğretmendir. Bu dönemde öz düzenleme becerisinin gelişmesi için çocuğu karar verme sürecine dahil etmeli ve yaşına göre yapabileceği şeyler konusunda özendirmeliyiz. Çocuklara oyun oynama fırsatı vermeliyiz çünkü oyun ile planlama yapmayı, akranları ile paylaşım yapmayı, problem çözmeyi ve işbirliğini öğrenir. Belli konularda sorumluluk vermeli ve onlara bağımsız bir birey olduğunu hissettirerek inisiyatif almasını sağlamalıyız. Çocukların aldıkları sorumluluğu yerine getirip getiremediğinde nelerle karşı karşıya kalabileceğini görmesini sağlamalıyız. Çocuklar bu dönemde rol model olarak ebeveyn ve öğretmenlerini görmektedir bu yüzden ona yapmasını söylediğimiz davranışları kendimizde bizatihi yapmalıyız çünkü tutarlılık öz düzenleme için fevkalade derecede önemli bir olgudur. Mesela “Ben bu elbiseyi çok beğendim ancak buna gerçekten ihtiyacım yok o yüzden satın almayacağım.” veya Televizyonda çok güzel bir film var ama şuan yapmam gereken başka bir görevim var o yüzden ben bu görevi yerine getirmeliyim.” gibi örnekler açıklayıcı olabilir. Öğretmenler ve ebeveynler çocukların duygularını anlamalı, onlarla empati kurabilmeli ve sosyal ilişkiler kurmasına yardımda bulunmalıdır. Ebeveynler ve öğretmenler çocuklara ben değil ve biz duygusu ile ortak yaşam alanında sınırlı kuralların ne olduğunu ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini basit bir şekilde anlatmalı ve açıklamalıdır. Öğretmen her zaman aile ile iletişimde kalmalı ve aileye bu süreçte aktif rol oynatmalıdır. Ayrıca öğretmen hafızayı, dikkati, yaratıcılığı ve hayal dünyasını geliştirecek oyunlarla desteklemeli ek olarak gündelik hayata ilişkin etkinlikler ile öğretici tecrübeler kazandırmalıdır. Bu beceri yalnızca uzman desteği ile gelişmez okulda verilen her bilginin pekişmesi ailenin evde bu beceriyi devam ettirmesiyle yüksek düzeyde ilişkilidir. Çocuklara hata yaptığı için ceza vermekten kaçınılmalı yaptığı hatadan dersler çıkarması sağlanmalıdır. Çocuklara problem çözme becerisi kazandırılması sağlanmalıdır. Çocuklar her problemin iyi veya kötü bazı çözümlerinin olduğunu bilmeli ama iyi olan çözümleri ayırt ettirmek de bizlere düşmektedir. Mesela çok aç bir durumda olan çocuk yemekhane sırasında arkadaysa öndekilerin önüne kaynak yaparak geçerek hemen yemeğe ulaşması bir sorunun çözümü gibi görünebilir ama bu kötü bir çözümdür ve toplumda başkalarının haklarını gasp etmek hem de örnek bir davranış değildir. Bu davranışın kabul edilemez olduğu ona açıklanmalı ve doğrusunun sırasını beklemesi olduğu aktarılmalıdır. Çocuklarımızın doğru ve iyi davranışlarını övmeli ve pekiştirmeliyiz. Onun değerli olduğunu hissettirmeliyiz. Eğer bunu yapmazsak çocuklar dikkat çekmek için istenmeyen davranışlar gibi olumsuz davranışları sergilemeye başlarlar. Olumlu davranışlar sonrası teşekkür etmek, aferin demek, gülümsemek, yaptığı işi ne kadar iyi yaptığına vurgu yaparak davranışın sergilenme olasılığını arttırabiliriz. Çocukların duyguları ve düşünceleri bazen size komik gelebilir ama onun gelişimsel büyüme dönemini göz önüne alarak bu düşüncelerine önem vermek alaycı ve küçümseyici bakmayarak onun yaşına inerek değerlendirmek gerekir. Bazı ebeveynler kendi yetiştirme koşullarından ailelerinden görmüş olduğu gibi çocuklarına da aynı şekilde davranmakta ve kültürümüzün getirdiği özelliler neticesinde çocuklara sevgiyi hissettirmenin pek hoş karşılanmamasından dolayı sevgilerini belli edemezler. Ancak ebeveynler çocuklarına karşı sevgisini açık bir şekilde ifade etmekten kaçınmamalıdır, her koşulda onu sevdiğini belli etmelidir ki ebeveynin ona duyduğu sevgiden şüphe duymasın ve kendini duygusal açıdan güvende hissedebilsin.Unutmayınki İçten bir gülümseme, sıcak bir sestonu ,candan bir kucaklama, koşulsuz bir sevgi işte her şey bu kadar kolay bunlar her şeyin çözümüdür. Öz düzenlemenin geliştirebilmesi için bir diğer önemli özellik de çocuğun isteklerini erteleyebilmek veya bastırmayı öğretebilmektir. Ebeveynler çocuğun her isteğini anında yerine getirmemelidir, çocuk kendi içinde sabrı öğrenmeli ve hayatta her şeyin kolayca ulaşılabilecek bir şey olmadığını anlamalıdır. Çocuğun hayatında aşırılıklar ve gevşeklik de olmamalıdır bunun için aile hayatında sınırlar çizilmelidir bu sınırlar ileriki yaşamında kendi sınırları içerisinde özgürlük kavramını oluşturması açısından elzemdir. Çocuğunuza koyacağınız sınırların ve kuralların net ve anlaşılır olmasına dikkat edin ve muğlak olmasından kaçının. Çocukların isteklerine göre kuralları değiştirmeyin ancak çevresel şartlara göre kuralların esnek olmasına da dikkat edin. Çocuklar sınırlara göre yaşamaktan hoşlanmaz buna göre yaşamaya karşı çıkarlar ama bunun hayatının güvende olmasına katkı sağlayacağına dair somut örnekler vererek açıklayın. Aileler olarak çocuklarınızla kaliteli ve nitelikli zamanın önemini bilmelisiniz çocuğunuzla birlikte nitelikli vakit geçirmek, kurallı ve sıralı oyunlar oynamak onun sınırları kavraması, beklemeyi öğrenmesi ve öz düzenlemesini geliştirmesine katkı sağlayacaktır.
Kıymetli ve sevgili okuyucular bugün size öz düzenlemenin çocuklarımızda nasıl geliştirilebileceğinden bahsettim. Umarım değindiklerim siz kıymetli ailelere faydalı olacaktır. Öz düzenleme ne kadar iyi olursa ileride çocuğunuz bir o kadar başarılı olacaktır.Milletine ve devletine bir o kadar faydalı olacaktır. Sizde bu kolay adımları uygulayarak nice başarılı gençler yetiştirmek istemez misiniz? Bence istersiniz çünkü hem masrafsız hem de uygulanması bazı teknik detaylar bilindiği takdirde çok kolay.
Sağlıcakla kalın ,hoşça kalın, haftaya görüşmek üzere.Sevgiler
0 Yorum