SANATÇI VE ESERİ: ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ
SANATÇI VE ESERİ: ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ
Sevgili okurlarım öğretmenlik mesleğinin kutsaliyeti ve önemi hepimizin bildiği bir gerçektir. Hepimiz halen okulda dersimize giren hayatımıza iz bırakmış bir öğretmenimizi gördüğümüzde heyecanlanırız ve saygı göstermekte yarışa gireriz. Bu olması gereken bir olaydır. Çünkü öğretmenlerimizin toplumumuzda büyük saygı ve sevgi gören sanatçılardan hiçbir farkı yoktur. İkisi de üretir, ürettiklerini toplumla paylaşır. Peki nasıl mı size bunu heykeltıraşlık ve öğretmenlik mesleğini karşılaşırarak anlatmaya çalışacağım.
Heykeltıraşlık kimsenin yapamayacağı zor bir meslek olarak görülürken öğretmenlik ise herkesin yapabileceği bir meslek olarak düşünülür. Fakat bu ayrım son derece yanlış ve hakkaniyetsizdir. Çünkü bu iki mesleğinde birçok ortak noktası bulunuyor bunlardan en dikkat çekenleri ise sabır, emek ve zamandır. Bir heykeltıraş bir eserinin oluşması belki aylar belki yıllar emek verebilir. Bir eserinin çok küçük bir detayı için aylarca emek harcayabilir belki başkası için küçük görünen bir detay onun için dünyalar kadar mutluluğa sığmayacak kadar büyük ve kutsaldır gece yastığa başını koyduğunda o tatminini biliyorum ki yaşamayan bilemeyecektir. Heykeltıraş eserini yonttukça şekil az çok ortaya çok çıkmaya başlar ama bu peri masallarındaki gibi bir anda olmaz. Belki şekil verirken eli kanayacak belki küçük bir hata ile şekli kaçıracak onu düzeltmek için günler harcayacak belki ona o ilhamın gelmesi için günler bekleyecek ama eninde sonunda eseri bitirecektir. Ortaya ise herkesin imrenilesi şekilde baktığı bir sanat eseri çıkacaktır. Kimse onun yolda çektiklerine önem göstermeyerek sadece sonuca odaklanarak başardı mı veya başarmadı mı diye bakacacaktır.Ancak unutulmamalıdır ki yolları çetin ve taşlı olanlar için yolda çektikleri çileler sadece heybesine koyduğu bir tecrübedir. Ve onlar için hayat ise acı tatlı tecrübelerden ibarettir. Tecrübelerden ders alınması ise esas hedeftir. İşte buradan bakacak olursak öğretmenlik ile ne kadar benzediğini göreceğiz, heykeltıraş onca zorluğa rağmen tek kolaylığı olarak gördüğüm önünde cansız bir nesne ile muhatapken, öğretmen ise karşısında her biri birbirinden canlı öğrencilerle muhataptır. Hepsi birbirinden canlı ve renkli bir çiçek tarlası gibi... Öğretmenlik işte böyle her biri birbirinden farklı olan öğrencilere bir şeyler katabilmek, onları anlayabilmek onlar zorlu hayat şartlarına en iyi şekilde hazırlayabilmek için bir heykeltıraş edasıyla öyle dikkatli ve özverili şekilde işine odaklanan insanlardır. Sabır ise öğretmenlerin yaşam biçimi olmuştur. Belki bir öğrencisinin bir kelime okuyabilmesi 3 ay çabalar belki 5 ay ama sabırla öğretir, sabırla anlar, sabırla bekler çünkü onun terazisi de vicdanıdır gece yastığa kafasını rahat koyup bugün de başardım deyip gönül rahatlığı ile uyumak onun en büyük meziyetlerindendir. Ama en asıl ortaya çıkan sanatının ve emeğinin eseri ise mezun ettiği öğrencilerinin iyi yerlere geldiğini görmesidir belki bir heykeltıraş 10 yılda 2 eser ortaya koyabilirken onun bir yılda ortaya koyduğu eserler kaç elin parmaklarıdır sayılamaz belki. İşte belki toplumun sanatçı olarak nitelemediği fakat çağımızın görünmeyen en büyük sanatçıları öğretmenlerimizdir ve onların en büyük sanat eserleri öğrencileridir. Ben de bir öğretmen aday olarak saygıyla eğiliyorum büyük sanatçılarımızın karşısında var olun.
Sevgili okurlarım sağlıkla kalın, hoşça kalın.
Haftaya görüşmek üzere…
0 Yorum